Bitkilerde
zarara neden olan çevresel ve kültürel problemler
Çevresel
/ Kültürel Problemler
Canlı olmayan varlıklar tarafından neden olunan bir çok problem ani
olarak ortaya çıkar ve bir çok bitkiyi ayırt etmeksizin etkiler. Bu
tür nedenler direkt etkileri yanında, sekonder olarak da bitkileri zayıf
düşürür ve hastalık ve zararlılara karşı onları hassaslaştırır. Bunlardan
en önemlisi beslenme ile ilgili olan hastalıklardır ve bu sayfada besin
elementleri adı altında aşağıda geniş olarak incelenemiştir.
Çevresel
ve Kültürel Problemler
1.
Toprak üstündeki problemler
-
Hava
koşulları
-
Hava
kirliliği
-
Herbisid
zararı
2.
Toprak altındaki problemler:
-
Zayıf
topraklar (zayıf drenajlı)
-
Altında
ve üzerindeki sulama
-
Altında
ve üzerinde gübreleme (besin elementleri)
-
Zayıf
dikim teknikleri (ağaçlar ve çalılar)
-
Köklere verilen fiziksel zararlar
Besin
elemetleri;
Bitkiler,
gelişme sezonu boyunca besinlerini toprak, inorganik ya da organik gübreler
ve toprakta kalan bitki artıklarından sağlamaktadır. Bitkiler Azot (N),
fosfor (P) ve potasyum (K) gibi besin elementlerine büyük miktarlarda
ihtiyaç duyarken, Demir (Fe), Çinko (Zn), Magnezyum (Mg), kükürt (S)
gibi diğer besin elemetlerine ise daha düşük oranlarda ihtiyaç duyulur.
Bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin elemetlerinin bazı rolleri ve eksiklikleri
aşağıda genel olarak sizlere verilmeye çalışılmıştır. Besin eksiklikleri
ile verilen resimler belki probleminizi anlamanızı ve çözmenize yardımcı
olmayabilir, bu neden ler bu tür problemlerden şupheleniliyorsa emin
olmak için toprak ve bitki analizlerin yapılması her zaman tavsiye edilmektedir.
Azot
(N) : Bitki gelişmesi için gerekli metabolizmaları kontrol
eden proteilerin en kritik yapı taşlarından biridir. Klorofi moleküllerininde
de kullanılmakta ve böylece fotosentezde de anahtar rol oynamaktadır.
Azotun en iyi kaynağı iyi gelişen vejatatif gelişme olup, bitkinin koyu
yeşil rengi ile de alakalıdır. Nitrojen eksikliği, bitki gelişmesinde
azalma ve solgun bir yeşil ya da sarı renkle karekterize edilir. Bu
sararma genellikle yaprakların uçlarında başalar ve yaprak orta damarına
doğru ilerler. Eksiklik çok şiddetli olursa, etkilenen alanlar kahverengiye
döner ve ölümler görülebilir. Azot bitkilerde hareketli bir element
olduğundan dolayı, azot eksikliği ilk olrak yaşlı yapraklarda görülür.
Başa Dön
Fosfor
(P): Nükleik asitlerin kritik bir elementidir, bundan dolayıda
bitkisel üretimde can alıcı bir rol oynar. Fosfor tohum oluşumunda da
elzem bir elemet olarak göz önüne alınmakta, tohum ve meyve içerisinde
de büyük oranlarda bulunmaktadır. Fosfor yaşam ve gelişme için olmazsa
olmaz olan biyolojik enerji transfer mekanizmaları için de en fazla
gerek duyulan bir elementdir. Uygun ya da elverişli fosfor sağlanması
halinde bitkilerde kaliteli ürün, daha güçlü sap ya da gövde büyüklüğü,
iyi kök gelişimi ve daha erken ürün olgunluğu gibi bir çok faydaları
bitkilere sağlamaktadır. Fosfor eksikliği durumunda ise gelişmede durma,
ogunlaşmada geçikme ve küçük meyve oluşumları ile karekterize edilmektedir.
Fosfor eksikliği, özellikle genç bitkilerde mor renklenme ile alakalı
olabilir. Azottan başka fosfor da bitkilerde hareketli olduğundan dolayı,
her eksiklik belirtisi genellikle ilk önce yaşlı yapraklarda ortaya
çıkmaktadır.
Potasyum
(K): Ana
bitki kompenentlerinden biri olarak görülmesede, protein sentezinden
bitki su dengesinin ayaralanmasına kadar, bitki gelişimi için gerekli
bir çok fizyolojik işlevlerin geniş bir yelpazesinde önemli bir rol
üstlenmektedir. Potasyum eksikliği bitki gelişmesinde durgunluk ve yaprak
kenarlarının sararması veya kararması ile karekterize edilmektedir.
Potasyumda bitki bünyesinde hareketli olduğu için, eksiklik belirtileri
ilk olarak yaşlı yapraklarda görülür. Potasyum eksikliğinin diğer bir
işareti de gövde ve sap küvvetinin azalması ya da zayıflaması olup,
bunlar bir çok problemide beraberinde getirmektedir. Örneğin hastalıklara
karşı zayıflama ya da direncinin azalması ve tek yıllık ya da çok yıllık
bitkilerin kışa dayanıklılığın azalması gibi durumlar ile karşılaşılabilir.

Başa Dön
Kalsiyum
(Ca): Bitkilerde bir çok enzimi aktive eder. Ayrıca hücre
duvarlarının yapısal kompenetlerinden biri olup, su hareketi, hücre
gelişmesi ve bölünmesi üzerinde de önemli rollere sahiptir. Ayrıca bitkilerin
azot ve diğer mineral maddelerinin alınması için gerekli olan bir besin
elementidir. Bitkilerde hareketsiz olan bu besin elementi bitki gelişmesi
için devamlı bir kaynağa gereksinim duyulmaktadır. Kalsiyum eksikliği
gövde, çiçek ve köklerde küçülme ve bodurlaşma, yaprak ve meyvelerde
siyah lekeler ve yaprak kenarlarında sararma olarak karekterize edilmektedir.
Kalsiyum genellikle kültür bitkileri için toprakta yeterli düzeydedir.

Mağnezyum
(Mg): Bitkilerde klorofilin anahtar yapı taşlarında biri
olup, fotosentezde de kritik bir rol oynamaktadır. Magnezyum eksikliği
yaprak damarları arasında beyaz şeritler olarak karekterize edilir.
Magnezyum en iyi şekilde bu besini içeren bir kireç tarafından sağlanmaktadır.
Başa Dön
Kükürt
(S): Bitkide protein ve vitaminlerin en yaygın komponentlerinden
biridir. Kükürt eksikliği olan bitkiler genel bir sararmaya sahiptir
ve çak zayıftır. Kükürt eksikliğinin belirtileri nitrojen eksikliğine
benzerdir, yalınız kükürt bitkide hareketli olmadığından yaşlı yapraklardan
ziyade geç yapraklarda ortaya çıkmaktadır.
Demir
(Fe): Enzim fonsiyonu, klorofil sentezi için kataliz görevi
ve bitkide yeni gelişmeler olması için gerekli olan bir besin elementidir.
Demir eksikliği solgun yapraklar, yaprak ve damarların sararması şeklinde
karekterize edilir. Yüksek pH' sı olan topraklarda demir bulunabilir,
fakat bitki için bu demir kulanılmayabilir.
Başa Dön
Mangan
(Mn): Fotosentez için enzim aktivitesi, solunum ve nitrojen
metabolizmasında önemli rolller oynamaktadır. Manganez eksikliği demir
eksikliğine benzer olup, yeşil damarlı solgun genç yapraklar olarak
karekterize edilir. İleri durumlarda, yapraklar beyazlaşır. Kahvergi,
siyah ya da gri lekeler damarlara bitişik olarak görülmektedir. Notür
ve alkalin topraklar genellikle eksiklik ortaya çıkar. Asit topraklarda
ise toksiteye neden olacak şekilde alımları artırabilir.
Bor
(B):
Bitkilerde
en fazla fonksiyonu üstlenenen elemetlerden biri olup, bunlardan bazıları
çiçeklenme, polen gelişimi, meyvelenme, hücre bölünmesi, su ilişkisi,
hormon hareketliliği, hücre duvarı oluşumu, membran sağlamlığı, kalsiyum
alımı, ve şekerlerin hareketi gibi bir çok işlevsev görevlere sahiptir.
Bitki bünyesinde elemet hareketsizdir ve genç sürgün ve yapraklarda
ilk belirtiler görülür. Bor eksikliği durumunda bitkiler uç göz çürüklüğüne
neden olarak kalın, kıvrık kırılgan rozetleşmeye de neden olmaktadır.
Ayrıca kahverengi, rengsiz, çatlamalar meyvelerde, yumruda ve köklerde
görülebilir.
Çinko
(Zn): Oksin (gelişme hormonu)
içeren enzimlerim fonksiyonel kısımlarında görev almakta, karbonhidrat
metabolizması, protein sentezi ve gövde gelişmelerinde de önemli roller
üstlenmektedir. Çinko eksikliği demir eksikliğinede yol açabilir. Ekisiklik
belirtileri, benekli yapraklar ve düzensiz sarı alanlar olarak karekterize
edilir. Özellikle yaşlanmış topraklarda ortaya çıkar, pH 5,5-7.0 arası
da en az seviyede eksiklik görülür ve düşük pH bitkilere bu elementin
yüksek seviyeye çıkmasına neden olur.
Başa Dön
Bakır
(Cu): Genellikle köklerde bulunmakata ve nitrojen metabolizması
için gerekli bir elemetdir. Enzimlerin bir yapı taşı, özellikle karbonhidrat
ve proteini kullanan enzim sitemlerinin bir parçası olabilir. Eksiklik
durumunda bitkilerin sürgün uçlarının geriye doğru ölüm ve uç yapraklarda
kahveengi lekeler olarak belirtiler görülür. Bu element organik maddelere
sıkı şekilde bağlıdır, bundan dolayıda organik maddece zengin topraklarda
eksiklikler sık görülebilir. Topraktan hızla kaybolmaz, fakat topraklarda
bulunmayabilir. Ayrıca fazla olduğu durumlarda toksiteye sıkça rastlanabilir.
Molibdenyum
(Mo): Nitratları
amunyumlara redükte eden enzimlerin yapılarında bulunur, bu element
olmadan protein sentezi bloke edilir ve bundan dolayıda bitki gelişmesi
durmaktadır. Molibdenyuma nitrojen fikse eden bakteriler de oldukça
gereksinim duymaktadır. Mo eksikliği kıvrılmış, tabaklaşmış kenarlı
solgun yapraklar şeklinde belirtileri görülür ve bitkiler tohum bağlamayabilir.
Ayrıca Mo eksiklik durumunda, azot eksikliğine de rastalanabilir.
Klor
(Cl): Hücre içereisinde su ya da eriyiklerin hareketi yani
osmoz basıncı ile ilişkili bir besin elementidir. Mineral elementleri
ve fotosentesi oluşturmak için gerekli olan iyonik dengeyide sağlamaktadır.
Klor eksikliği solgunluk, tıknaz köklenme, sararma ve bronzlaşma şeklinde
eksiklik belirtileri bitkilerde görülür. Bazı bitkilerde kokusu azalabilir.
Kobalt
(Co):
Nitrojen fikse den bakteriler içim gereklidir. Eksikliği durumunda bitkiler
azot eksikliği belirtileriyle de karşılaşabilir.
Nikel
(Ni): Son yıllarda gerekli bir element olarak tanımlanmıştır.
Üreyi kullanılabilir azaotlara parçalayan üre enzimleri ve demir absorbsiyonu
için bitkilerde ihtiyaç duyulmaktadır.
Sodyum
(Na):
Bitkilerde ozmotik basınç ve iyonik denge için gereklidir.
Silisyum
(Si): Hücre duvarı komponenti olduğu bilinmektedir. Bazı
bitkilerde yeşil aksam spreyi olarak kullanıldığında afid poulasyonunu
azaltığı bildirilmektedir. Yaprak görünümünü düzenleştirir, ısı ve kuraklık
toleransını düzenler ve solunumu azalttığı bildirlmektedir. Eksikliği
durumunda bitkilerde solgunluk, zayıf meyve ve çiçek oluşumu olarak
belirtileri bitkilerde görülebilir. Eksikliği halinde böçek ve hastalıklara
karşı da bitkilerin dayanıklılığını azaltmaktadır.